5- ‘’Nisâ-64’’ Biz Her Peygamberi Sırf, Allah’ın İzni İle İtaat Edilmek Üzere Gönderdik.
5- ‘’Nisâ-64’’ Biz Her Peygamberi Sırf, Allah’ın İzni İle İtaat Edilmek Üzere Gönderdik.
Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi), ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfere lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ.
Meal: Biz her peygamberi sırf, Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlamasını dilese- ler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Al- lah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı.
Muhammed Bilal Nadir Hazretleri bu Ayet-i Kerime ile ilgili bizlere şöyle buyurmaktadır;
İzah: Bu Âyet-i Kerîme hakkında bir grup âlim, Utbe (ra) ’dan şu meşhur hâdiseyi naklederler:
Peygamberimiz ﷺ ‘in kabri yanında oturuyordum. Bir bedevî gelerek: ″Selâm sana Yâ Resûlallah! Allah ﷻ’ın: ″… Eğer onlar nefislerine zulmettiklerinde sana gelip, Allah’tan günahları- nın bağışlanmasını dileselerdi ve Resûl de onlar için Al- lah’tan bağışlanma dileseydi, elbette Allah’ı, tevbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulurlardı″24 diye buyurdu- ğunu işittim. İşte günahlarımın bağışlanmasını dileyerek ve
Rabbime benim hakkımda şefaatte bulunmanı isteyerek sana geldim″ dedi ve şu kasideyi söyledi:
– Ey yeryüzündeki efendilerin en hayırlısı ve en büyüğü! On- ların güzel kokularıyla yeryüzünün alçak ve yüksek yerleri hep güzelleşmiştir. Senin bulunduğun kabre benim nefsim fedâ olsun. Orada iffet, orada cömertlik ve şeref vardır.
Sonra bedevî ayrılıp gitti ve bana bir uyku hâli geldi. Rüyâmda Peygamberimiz ﷺ ‘i gördüm. Şöyle buyurdu: ″Ey Utbe! Be- devîye var ve Allah ﷻ ’ın kendisini bağışladığını ona müjdele.
″25
Yine bu hususta Enes Radiyallâhuanhu ‘dan nakledilmiştir ki:
Hz. İmam Ali ‘nin annesi Hz. Fâtıma Bint-i Esed vefât etti- ğinde, Resûlullah ﷺ bu Muşâr‘un İleyhâ‘nın naaşını bizzat kabre indirip buyurdu ki:
″Ey Allah’ım! Senin Nebîn ve önceki Peygamberlerin hakkı için annem Fâtıma Bint-i Esed’i bağışla ve girdiği yeri kendine genişlet. Muhakkak ki sen, merhamet edenlerin en merha- metlisisin. ″26
İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri Ruhül Beyan tefsirinde bu Âyet-i Kerîme ile ilgili bilgileri bizlere şöyle aktarmıştır;
“Biz her Peygamberi Allah ﷻ ‘ın izniyle ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik.” Allah ﷻ, bütün Peygamberleri ken-
dilerine itaat edilmesi ve getirdiklerine uyulması için gönder- miştir. Çünkü Peygamber getirdiğini Allah ﷻ ‘tan getirmekte- dir. Dolayısıyla ona itaat etmek, Allah ﷻ ‘a itaat etmek; ona karşı gelmek, Allah ﷻ ‘a karşı gelmek demektir.
“Eğer onlar” sana itaat etmeyi bırakıp senden başkasının ha- kemli- ğine başvurarak “kendilerine zulmettikleri,” kendile- rini azâpla karşı karşıya bıraktıkları “zaman” nifaktan tevbe ederek “sana gelseler de” tevbe ve ihlâs ile “Allah ﷻ ‘tan ba- ğışlanmayı dileseler, Resul de” tevbe ettikleri zaman Allah ﷻ ‘tan onları bağışlamasını dileseydi “onlar için istiğfar etseydi Allah ﷻ’ı ziyadesiyle affedici” tevbeleri çok kabul buyurucu, “esirgeyici” rahmeti ile kendilerine çok ihsan edici olarak bu- lurlardı.”
Eğer, “Sahih bir şekilde tevbe etmeleri durumunda tevbeleri zaten kabul edilecektir. Öyle ise onların tevbesine bir de Pey- gamberin istiğfarını eklemenin faydası nedir?” dersen, derim ki, Tağütun hakemliğine başvurmak, Allah ﷻ ‘ın hükmüne karşı gelmek olduğu gibi Hz. Peygamber’e ﷺ karşı bir edep- sizlik ve kalbini gamlandıracak bir davranıştır. Dolayısıyla gü- nahı böyle olan birinin ondan da özür dilemesi gerekir”
25[2] İbn-i Kesir, Tefsir’ul-Kur’ân’il-Azim c. 2, s. 348.
26[3] Taberânî, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 20324.
Bir Cevap Yaz